Türkiye’nin uğraştığı Marmara Denizi’ndeki müsilaj belasının hem Ege hem Karadeniz’e ilerlediği haberleri gelirken, Dünya Doğayı Koruma Vakfı’ndan (WWF) Akdeniz’le ilgili uyarı geldi. 8 Haziran Dünya Okyanus Günü’nde yayımlanan raporda, Akdeniz’deki su sıcaklığı artışının diğer deniz ve okyanuslara göre yüzde 20 daha hızlı olduğu belirtildi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) İspanya ofisi, 8 Haziran Dünya Okyanus Günü vesilesiyle rapor yayımladı.
‘En az 1000 istilacı yeni tür ortaya çıktı’
Raporunda “Akdeniz tropikalleşiyor” uyarısını yineleyen WWF, Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığındaki artışın, dünyadaki diğer deniz ve okyanuslara göre yüzde 20 daha hızlı olduğunu belirtti. Deniz suyundaki hızlı ısınmanın etkisiyle daha sıcak bölgelerden Akdeniz’e doğru gelen en az 1000 istilacı yeni türün ortaya çıktığı ve bunların yerli türlerin yerini almaya başladığına dikkat çekti.
‘Deniz kabukları azaldı, deniz anaları çoğaldı’
İklim değişikliği, aşırı avlanma, kirlilik, deniz ticareti ve kıyı gelişiminin yarattığı baskıların Akdeniz’i riske atan unsurlar olarak öne çıktığını vurgulayan WWF raporunda, Akdeniz’in en doğu sularındaki yerli deniz kabuklarının neredeyse yüzde 90 oranında azaldığı, deniz anasının çoğaldığı sıralandı.
‘Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus’taki türler, Türkiye sularında’
Türkiye ve çevresindeki sularda, normalde Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus’ta görülen aslan balığı gibi zehirli türlerin artarak deniz habitatlarının büyük bölümünü oluşturduğu bilgisini veren rapora göre, yüksek sıcaklıklar ile fırtınaların sıklığındaki ve yoğunluğundaki artış, deniz tabanını değiştirip deniz çayırları, mercanlar veya pinaların varlığının bazı bölgelerde yok olacak kadar azalmasına neden oldu.
Dünya liderlerine ‘uluslararası sözleşmelere uyun’ çağrısı
İklim ile okyanuslar arasındaki güçlü ilişkiyi, biyolojik çeşitliliği ve balık stoklarını eski haline getirmek için deniz korumasını iyileştirme ihtiyacının açıkça görüldüğünü vurgulayan WWF, Akdeniz’deki ve dünyadaki tüm liderlere, ‘Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) ve Barselona Sözleşmesi çerçevesinde anlaşmaya varılan iklim eylemleri ve finansal mekanizmalar aracılığıyla biyolojik çeşitliliği güçlendirme’ çağrısı yaptı.
‘Deniz koruma alanları alanları oluşturulmalı’
WWF İspanya’nın deniz koruma alanları uzmanı Oscar Esparza, raporla ilgili değerlendirmesinde, şu çağrıda bulundu:
“Ekolojik bir geçiş sağlanana kadar, ekonomiyi karbondan arındırarak, deniz ekosistemlerini iklim değişikliğine karşı korumanın ve muhafaza etmenin en iyi yolu, değişikliklere uyum sağlamak için daha büyük bir doğal kapasiteye sahip sağlıklı ekosistemleri korumaktır. İyi yönetilen deniz koruma alanları, deniz türleri üzerindeki stresi azaltmakta çok yararlı olabilir.”